Şu ana kadar Aruoba’dan okuduğum iki kitabı da çok sevdikten sonra böyle bir kayaya çarpmayı bekliyordum : Bir yazarın her kitabını böyle mükemmel bulŞu ana kadar Aruoba’dan okuduğum iki kitabı da çok sevdikten sonra böyle bir kayaya çarpmayı bekliyordum : Bir yazarın her kitabını böyle mükemmel bulmaya devam etmek mucize gibi bir şey olurdu. Kısa, çabuk okunan doğa temalı şiirlerden oluşuyor kitap. Buna rağmen tekrar tekrar okudum sayfaları, çevirip geçmemek ve üzerilerine düşünmek adına. Zira yazılar, şiirden fazla düşünce parçaları gibiydi. Yine de favorilerim arsına giremedi maalesef, olur öyle. Aruoba’nın diğer kitaplarını okumak için beslediğim heyecandan bir şey alıp götürmüyor…...more
Turgut Uyar’ın kalemiyle yenilerde Kayayı Delen Incir’i okuyarak tanıştım. Kendisi buna ne kadar karşı da çıksa, şiirleri günümüzde Ikinci Yeni olarakTurgut Uyar’ın kalemiyle yenilerde Kayayı Delen Incir’i okuyarak tanıştım. Kendisi buna ne kadar karşı da çıksa, şiirleri günümüzde Ikinci Yeni olarak adlandırdığımız hareket içerisinde yer alıyor. Zira tek bir manifesto etrafında toplanmış bir yazar topluluğundan türememiş bu hareket : yazarlar birçok ortak özellik paylaştıkları için İkinci Yeniciler olarak anılmaya başlamışlar.Bu özelliklerden en öne çıkanı yazarken mantıktan fazla imgeye önem vermeleri. Kanımca Turgut Uyar’ın şiirlerinde yaptığı tam olarak da bu.
Tek bir şiirinde birden fazla konuya değinip sağa sola savruluyormuş, belirli bir akış ve bir tema takip etmiyormuş gibi gözükse de aslında bu yazım biçiminin ilk amacı okuyucunun zihninde bir takım farklı imajlar oluşturup, mısraların onda farklı çağrışımlar uyandırmasına izin vermek olduğunu anlamam zaman aldı. Bu imgeler sizde ne çağrıştırıyorsa, ne hissediyorsanız yerlerine onu koyuyorsunuz aslında. Bu açıdan da bence derinlik gerektiren, ya da aksine düşünmeyi bir kenara bırakıp sadece duyumsayarak okunması gereken şiirler olduklarını düşünüyorum. Çünkü şiirin içerisinde mantık aramak, mısraların aynı şiir içerisinde bambaşka konulara vurgu yapmasından dolayı imkansızlaşıyor.
Kayayi Delen Incir’i okuduktan sonra belki de en sevilen kitabı değildir diye bu bilindik şiir seçkisiyle ikinci bir şans tanımak istedim kendisine. Dünyanın En Güzel Arabistanı’nı daha fazla beğensem bile Turgut Uyar’ın kalemine ısınamadım, bende umduğum yankıyı uyandıramadı. Bu elbette şiirlerini “kötü” bulduğum anlamına gelmiyor zira işaretlediğim bazı sayfalar da oldu. Hayatımın bu döneminde bana hitap etmediğini ve aylar sonra tekrardan okumak isteyeceğim bir şair olduğunu da belirtmek isterim. Kapımı açık bırakıyorum !
Genel olarak Ikinci Yenicilerin yazılarını ve şiirlerini benimsemediğim düşüncesindeyim; fakat karşılaştırmak ve çabuk konuşmamak adına diğer yazarların eserlerini de okumayı planlıyorum....more
Turgut Uyar’ın şiirleriyle ilk defa Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan bu kitabıyla tanıştım. Şiirlerini pek sevemedim maalesef, bana nedense karmTurgut Uyar’ın şiirleriyle ilk defa Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan bu kitabıyla tanıştım. Şiirlerini pek sevemedim maalesef, bana nedense karmakarışık geldiler. Belki de bana hitap etmediklerindendir ya da kalemiyle yanlış kitapla tanıştığımdandır, bilemiyorum. Birden fazla ödüle layık görülen bir şair, bu yüzden diğer şiir kitaplarına da bir şans vermek istiyorum....more
Şürkrü Erbaşın şiirlerini ne kadar sevsem de bu kitap ne yazık ki bana diğerleri kadar hitap etmedi. Kendisi bu eseriyle 2013’te, günümüzde dağıtımı sŞürkrü Erbaşın şiirlerini ne kadar sevsem de bu kitap ne yazık ki bana diğerleri kadar hitap etmedi. Kendisi bu eseriyle 2013’te, günümüzde dağıtımı sürmeyen Altın Portakal Şiir ödülüne layık görülmüş. Belki de henüz bu seçkiyi anlayacak inceliğe sahip değilim. Zira eski kelimeler, insanlar tarafından henüz eskitilmemiş kelimeler kullanmayı seçmiş Erbaş.
“Güneş değil, inandım Serçeler başlatıyor sabahı.”...more
Eserlerine beslediğim hisleri yazıya dökmeye yeltenirken bir bakıyorum, değerli Erbaş onların bile tercümanı olmuş :
“Yazılanın, hepimizin yaralarındaEserlerine beslediğim hisleri yazıya dökmeye yeltenirken bir bakıyorum, değerli Erbaş onların bile tercümanı olmuş :
“Yazılanın, hepimizin yaralarında soluk alması, hepimize benzer bir acı vermesi, ortak bir umuda dönüşmesi, kimsenin kendi yalnızlığından utanmadan birbirinin gözünün içine bakması… bu tuhaf bir çoğalma. Insanın büyük yabancılaşmasının kırılması ve büyülü bir aidiyetin oluşmasıdır benim de titreyerek gördüğüm. Hem de saygıyı, inceliği, anlamayı ve sevmeyi bir dünya diline çevirerek.”...more
Yaşıyoruz Sessizce Şükrü Erbaş’tan okuduğum üçüncü şiir kitabıydı ve yazdıkları her zamanki gibi içimin derinlerine dokundu. Kitabın birinci yarısını Yaşıyoruz Sessizce Şükrü Erbaş’tan okuduğum üçüncü şiir kitabıydı ve yazdıkları her zamanki gibi içimin derinlerine dokundu. Kitabın birinci yarısını oluşturan ilk bölümden ziyade, ikinci yarısında eşine adadığı şiirler etkiledi en çok beni. Ömür Hanım diye seslendiği eşinin yokluğunun onda bıraktığı acıyı iliklerime kadar hissettim, onun boş kalan yerinin varlığını bile yaşamak için neden olarak görüyor Erbaş. Bir yokluk nasıl bu kadar dolu dolu anlatılır, ben bile şaşıyorum.
Eserlerinin geri kalanını okumak için heyecanlıyım fakat bitecekler diye aynı zamanda üzüntü duymuyor da değilim.
“Yeryüzü şarkım, sürmeli pencerem Her sabah aynı soğuk Her akşam aynı keder Yastığını koklaya koklaya öğrendim İnsan bir kere ölmüyormuş meğer…”...more
Zaman zaman çok yalnızım Kalbiye Bugün ağlayarak kurabiye yerken, Çay fincanında kendimi seyrederken Çay beni içti, ben de çayı Kalbiye Ruhumdan çaylar aZaman zaman çok yalnızım Kalbiye Bugün ağlayarak kurabiye yerken, Çay fincanında kendimi seyrederken Çay beni içti, ben de çayı Kalbiye Ruhumdan çaylar aktı saatlerce
Didem Madak’ın şiirlerini çok kişisel bir dille yazdığını düşünüyorum, bu yüzden o satırlar beni tamamen etkileyemedi. En başta her şiiri anlamsız geliyordu, taa ki hayat hikayesini okuyana dek. Annesini ve çocukluğunu konu alan şiirler zihnimde anlam kazandı birden, yazarın hislerine ortak olabildim. Arka kapak yazısına tutulup almıştım, şiir sevmeyenlere bir atıf var. Onları, kitabını yılbaşı süslemeleri için kullanmaya davet ediyor ya da bir ruh çağırma seansında intaçı ruhlara seslenilen uyduruk şarkılar niyetine mırıldanabileceklerini söylüyor. Kapağı da çok güzel ayrıca... Bu iki özellik için bile okumaya değerdi.
Taşların bile bağırdığı Bu gürültü çağında İnsanın biricık erdemi sensin artık.
Şükrü Erbaş’ın kalemiyle ilk defa bu kitabıylSessizlik… Ruhun kayıp dili.
Taşların bile bağırdığı Bu gürültü çağında İnsanın biricık erdemi sensin artık.
Şükrü Erbaş’ın kalemiyle ilk defa bu kitabıyla tanıştım ve her şiir okumaya yeltenirken yaşadığım o kaçınılmaz teredüttü bu sefer de yaşadım: « Acaba şiirlerini anlar mıyım? Attilâ Ilhan’ın kalemine yabancı kaldığım gibi onun kalemine de yabancı kalır mıyım? » gibi düşünceler elbette zihnimi meşgul etti … ve bununla kaldılar. Şükrü Erbaş, Özdemir Asaf’tan sonra bana en yakın hissettiren ilk Türk şair oldu. « Basit » bir dille yazılmayan şiirlerini bile anladığım, hatta ve hatta satırlarının arasındaki « görünmeyeni » bile okuyup, farkedebildiğim bir yazar. Bu derlemede özellikle yaşam ve yalnızlık temaları ağır basıyor ve anlayacağınız üzere hepsi çok güzel işlenilmiş. Günümüzde yaşayan, hâlâ hayatta olan bir şair kendisi. Bunun bilincinde olmak, çağımızın hislerine de parmak bastığını bilmek, şiirlerinin çarpıcılığını arttırmaya yetiyor......more
Rupi Kaur’dan okuduğum ikinci şiir kitabı. İlkini türkçe okuyup Home Body’yi ingilizce okuyan biri olarak, ingilizce okumaktan daha fazla zevk aldığımRupi Kaur’dan okuduğum ikinci şiir kitabı. İlkini türkçe okuyup Home Body’yi ingilizce okuyan biri olarak, ingilizce okumaktan daha fazla zevk aldığımı söylemeliyim. Çeviri esnasında çoğu anlam ve ahenk kayboluyor bu yüzden anadilinden okumak her zaman daha hoş oluyor. Bunun dışında genel olarak güzeldi fakat Rupi derin konulara da değinse de şiirlerinin çoğu bana basit geliyor ve bana göre daha önce yazmış olduğu kitaplarla bir hayli benzerlik gösteriyor. İngilizce şiir okumaya yeni başlayanlara önerebilirim kendisini. ...more
Most of the book was simple but with a few pleasant sentences. We can feel that the author has suffered while reading the book. She has a depressive mMost of the book was simple but with a few pleasant sentences. We can feel that the author has suffered while reading the book. She has a depressive mood. I expected something nice, but it wasn’t. Heartbreaking....more